27 Nisan 2011 Çarşamba

Bak arkadaşım,

Bişeyin olmasını çok istiyosan, hemen bırak. Bırak! Asla gerçekleşmez.Sen onu istediğin için asla gerçekleşmeyecek, biliyorsun. Ne zaman sen onu unutursun, o sana gelir. Çünkü peşini bıraktın. Ve o, bundan hiç hoşlanmadı.
Evet, yalnız değilsin dostum.
İstediğimiz şeylerin ruhsal dünyasını tanımlamak istedim.Yazdım, sildim.Olmadı. Bunun sebebi çoğunun ruhsal dünyasının olmaması. Hatta bazılarının bir ruhu bile yok. Olsa da, yok işte. Tam burada devreye sen giriyosun. O şeye, ruhu veren sensin. Sen, anahtarsın. Her şey sende başlayıp sende biter. Ya bırakırsın ya da devam edersin.

Yine Küçük İskender’den bi alıntı;
“Beklemekte olduğun şey, ancak onu beklemeyi unuttuğunda gerçekleşir. Bu, evrenin; 'sen bakarken soyunamıyorum' deme şeklidir.”

Yani diyorum ki; siktir et! Bırak, o sana gelsin.
Şimdi, bu yazıyı 123456 arkadaşına gönder, dileğin gerçekleşsin. (%100 çalışıyor. Ben denedim, gerçekten işe yarıyor. Artık hayatım daha az boktan.)